Merhabalar, adım Arda. 26 yaşındayım ve İzmir’in Bostanlı mahallesinde, tek başıma yaşamaktayım. Size anlatmak istediğim vaka, bu yazının yazılma tarihinden çok kısa bir müddet evvel olan yeni bir vakaydı. Pandemi nedeniyle caddeye çok fazla çıkamıyorduk ve benim çalıştığım firma da tamamen uzaktan çalışma sistemine döndüğü için tüm günüm konutta geçiyordu. Kendimden azıcık bahsetmem gerekirse öncelikle: 178 boyunda, 62 kilo, beyaz derili ve tüysüz bir bedene sahip, yumuşak ve kalkık bir poposu olan erkeğim. Kendimi bütün olarak eşcinsel veya heteroseksüel olarak tanımlamıyorum. Genel anlamda biseksüel olsam dahi, erkeklerden azıcık daha fazla beğeniyorum. Lâkin ne yazık ki ülkemizde böyle ilişkileri yaşamak çok kolay olmadığı için, o ana kadar birkaç defa sakso sürüklemek dışında hiç ciddi bir ilişkim olmamıştı. Bundan birkaç hafta evvel, gece saat 1’e kadar oturup rapor yazmıştım. Kasırgadan ve bazı elektrik çalışmalarından dolayı birkaç defa internet kesilmiş, birkaç kere de bilgisayarım kapanmıştı ve bazı dosyalarımı kaybettiğim için tekrardan yazmak zorunda kalmıştım. 7-8 saatten fazladır bilgisayara bakıyordum ve fazla bitkindim. En sonunda işimi tamamlayıp, raporu mail olarak attıktan sonra yatağıma girip, derin bir uykuya dalmıştım.
Saat 02:00’ı azıcık geçe, büyük bir hengameyle uyandım. Şu pandemi yarıyılına kadar konutta çok fazla durmadığım için komşularımı pek tanımıyordum. Ses sanırım alt kattan geliyordu ve birden fazla erkek haykıra çağıra tartışıyorlardı. Evvel bitmesini bekledim ama git gide hararetlenmeye başlayınca uyarmak için alta inme kararı aldım. Yaz kış fark etmeksizin, geceleri uyurken rahat olabilmek için kalçalarımın azıcık altında biten bir şort ve kısa kollu tişört giyer öyle yatardım. O gün de altımda siyah, yapışan bir şort vardı. Alt kata indim ve o hengamenin geldiği kapıya sertçe vurdum. Vurduktan sonra içimi bir fobi kapladı: “Zati gerilmiş, asapları tepeye çıkmış birkaç adamın olduğu daireye gecenin âmâsında indim. Bir de bu kadar sert vurdum. Müzakere bana da atlamasa bari. ” dedim. Ben kapıya vurduktan sonra içerideki sesler kesildi, bir çocuk gelip kapıyı açtı ve “Emredin?” dedi. Asaplarını daha fazla zıplatmamak için olabildiği kadar sakin ve münasip bir biçimde “Dostlar sanırım makûs bir olay oldu ama sesiniz çok fazla yukarıya geliyor. Rica etsem azıcık daha düşük tonla görüşebilir misiniz?” dedim. Çocuk sert bakmasına karşın “Kusura bakmayın, evet makûs bir kavga çıktı da…” diyerek yumuşak başlı bir biçimde konuştu. Ben de, “Üzüldüm ancak polis vesaire uğraşmayın diye söylemek istedim. Bu apartmanda çok fazla yaşlı çift de oturuyor. Şimdi polisi filan ararlarsa gece gece problem çıkar, boşuna yorulursunuz. “ dedim. Çocuk da, “Haklısınız…” dedikten sonra birkaç saniye duraksayarak “Siz üst komşumuz musunuz?” dedi. Ben de “Evet, üstünüzde oturuyorum. “ dedim. Elini uzattı ve “Erkan ben. “ dedi. “Komşularımızla hiç tanışamıyoruz, emredin lütfen bir şeyler ikram edelim. “ diyerek kapıyı azıcık daha açtı.
İçeriye girdim ve salona geçtim. İçeride 2 çocuk daha vardı ama onlar Erkan kadar sakinleşememişlerdi. Sanki hâlâ münakaşaya devam etmek istiyorlarmış da ben varım diye duruyorlarmış gibiydi. Erkan beni ibraz etti ve öbür iki çocukla da tanıştım. Gençlerden birisinin ismi Mert’ti. 23 yaşında, 185 boylarında, sarışın ve beyaz derili yakışıklı bir çocuktu. Erkan ise 187 boylarında, kalıplı, buğday derili hafif sakallı bir gençti. Öbür çocuk ise bütün bir azmandı. 190’ın üstünde bir boyu, esmer ile kara sayılabilecek arasında bir deriyi olan, Diyarbakırlı bir Doğuluydu. Adı Azat’tı ve aralarında en dargın görünen o’ydu. Erkan bana bir bira getirdi ve “Kusura bakmayın, talebe konutu. “ dedi. “Mesele yok ya. Ben de 2 yıl evvele kadar böyleydim. “ dedim ve biramı yudumladım. Azıcık tanışınca bu dostları kavramıştım. Azat Diyarbakır’dan, Erkan İstanbul’dan, Mert ise Tokat’tan gelen üniversite talebeleriydi. Beraber eve çıkmışlardı. Sohbet azıcık yumuşayınca “Ee niçin müzakere ediyordunuz bakalım bu saatte?” dedim. Çocuklar da, “Ya 3 tane kız ayarladık bir biçimde, bize geldiler işte güldük eğlendik filan sonra herkes odasına çekilecekti ama benim istediğim esmer kıza bu Erkan sınan göt talip oldu. Artık gülüşüyorlardı o’nlar da sakinleşmişti Biz de o esmer kız için müzakere ederken boşta kalan kız ‘Beni hoşlanmadınız mı?’ diye hassaslık yaparak konutu terk edince bir anda kızların hepsi o’nun peşinden gitti. Biz de öyle kalakaldık. “ dedi. Azat’ın üstünde boxer ve siyah bir atlet vardı. Anlaşılan bütün işe başlayacakken kızlar su koyuvermişti. Azat’ın inik hali dahi boxerdan kendini emin eden sikine gözüm takılıyordu aralıksız. Sanırım o da o’nu fark etmişti ve azıcık bacaklarını kapatmaya çalışıyordu.
Ben de bir yandan “Aman kızlar için üzülmeyin. Birisi gider, başkasını bulursunuz ne olacak?” dedim. Erkan, “Öyle de kaldık bu halde. “ diye önünü gösterdi. Gülüştüler. Çok fazla içimde kalmıştı, bugün neden ilk gün olmasındı ki? Ne kaybedecektim? En sonunda cesaretimi topladım ve elimi Azat’ın bacak arasına attım. O’na bakarak “Şayet aramızda kalacaksa, ben bir şeyler yapabilirim. “ dedim. Üçü de şok olmuş halde bana bakıyorlardı. Azıcık müddet geçtikten sonra Erkan, “Kavrıyoruz ama biz… ibne değiliz. “ diyerek yalanladı. Değişiklerinden de ses çıkmayınca hemen derlendim ve “Kusura bakmayın, iyi geceler. “ diyerek konutuma çıktım. Takribî 15 dakika sonra kapı tıklatıldı, bütün uykuya dalacaktım. Kalktım, kapıyı açtığımda alt kattaki çocuklar gelmişti ve içeriye girmek için izin istediler. Ben birkaç adım geriye gidince, o’nlar da içeriye girdiler ve salona geçtiler. Nasıl lafa başlayacaklarını öğrenemiyor gibi bir halleri vardı ve yeniden Erkan konuşmayı başlatan ad oldu. “Şey, biz az evvel bir anlık refleksle yalanladık ve hiçbirimizin böyle bir isteği yok olağanda ama bu gece azıcık değişik…” dedi. Sonra yutkunarak “Nasıl söylesek öğrenemiyorum ama…” dediğinde onu susturdum ve takip etmesini söyledim. Beraber, benim yatak odama doğru gittik. Tek başıma kalmama karşın çift şahsiyet, büyükçe bir yatağım vardı. İçeriye girince Erkan’ı yatağa ittim ve hemen eşofmanının üstünden sikini okşamaya başladım. Değişikleri ne yapacağını bilemez gibi beni izliyorlardı ve ben de usulca yatağın üstüne çıkarak Erkan’ın eşofmanının indirdim.
Ben, Erkan’ın sikine yumulduğumda ise arkamda büyük bir sertlik hissettim. İkimizin de üstünde giysiler olmasına karşın o sikin kalınlığını tamamen sezebiliyordum. Arkamdaki Azat’tı ve sikini sürtüyordu. Azıcık sonra şortumu sertçe sürükleyerek çıkarttı. O kadar sert çekti ki, bazı kopan lastik seslerini rahatça duydum. Sonra da tükürdü göt deliğime, beyaz kalçama bir tokat daha attı ve sikini bastırmaya başladı. Sanırım rahat davranmamdan dolayı daha evvel seks yaptığımı sanıyordu ama ilk defa girenin o olduğunun farkında değildi. Götümü güçlerken “Ohhh, bu nasıl darlık ibne!” diye bir tokat daha attı. Resmen yırta yırta zorlayarak götüme girdi. Acıyordu ama haykıramıyordum ağzımdaki sikten dolayı. Erkan’ın siki 16 santim kadar ve vasati bir sikti, Mert’in siki 15 santim kadardı ve Erkan’ınki kadar kalındı; ancak Azat’ın siki 20 santim ortamı, kalın, kapkaraydı. Taşakları resmen bir yumruk büyüklüğündeydi. Götüme girdikten sonra da makine gibi git gel yapmaya başladı. Ben de o esnada Mert’in ve Erkan’ın siklerini yavaş yavaş sırayla emiyordum.
Azat yorulduktan sonra götümden çıktı ve Erkan girdi yerine. Azat da gelip, koca sikini ağzıma verdi. Natürel Azat’tan sonra Erkan’sezemesem de, o da gecenin azgınlığıyla acımadan köklüyordu götüme. İlk defa sikildiğim için hayli bir ağrı vardı ama yavaş yavaş zevke dönüşüyordu. Azat’ın sikini yalarken köklemekte azıcık zorlanıyordum, o surattan ara gizeme soluk alabilmek için taşaklarına inip onları emiyordum.
O gece acımadan 3 saat kadar siktiler beni, götümün bakireliğini aldılar ama natürel hiç kimse bunun ilk olduğunu öğrenmiyordu. Mert o gece 1 posta attı ancak sonrasında muhtemelen içkiyi fazla kaçırdığı için sızdı kaldı. Erkan ve Azat ise bir posta götümün içine, bir posta da ağzıma olmak üzere 2’şer posta atarak resmen bir döl banyosu yaptırdılar bana. Mutlu halde saat 4.30 gibi yata kaldım.